Uysal ama çılgın yılların BiyonikKedi'siyim.Her an yırtıcı bir pantere dönüşebilirim.Kafamın tasını attırmasınlar yeter.Karışan,bulaşan,sataşanlara uyuz olur ben de sataşırım..Herkes kendi bildiği doğrularıyla kendi hayatını yaşasın gitsin.Daha ne!!Yaşayacaksan adam gibi yaşa!Zaten hayat çok kısa!

16 Kasım 2008 Pazar

ATATÜRK'Ü NİYE SEVİYORUZ

70 yıl geçmiş...

Anıtkabir full.

Dede-bebe.

Kadın-erkek.

Türbanlı-türbansız.

Zengin-fakir.

Türk, Kürt, Laz, Çerkez.

Niye?

*

9'u 5 geçe...

Türkiye esas duruşta.

Kasketli.

Piercingli.

Nasıl olabilir?

*

Ya Dolmabahçe?

Gidersin de...

Küllenmiş olması lazım.

Ağlamazsın.

Ağlıyor herkes.

*

10 Kasım'ı anlarım, 29 Ekim'i anlarım, tatildir, cumartesi pazarı da anlarım...

Mesela, perşembe günü insan niye Anıtkabir'e gider arkadaş? Salı?

Ankara'nın nüfusu 4 milyon...

Geçen sene 13 milyon kişi gelmiş!

*

Bağımsız ruh desen... Bağımsızlık sevdalısı olduğumuz söylenemez pek... Öyle olsa, Amerika'nın Avrupa'nın kucağına oturmaktan, IMF'den emir almaktan rahatsız olurduk, mandacıları baş tacı yapmazdık...

Sorsan, Cumhuriyet'in anlamını bilenlerin oranı, üzücü çıkabilir. Say desen, çoğumuz devrimleri bile sayamaz. Egemenliğe baksan, kayıtsız şartsız milletin olmadığını hepimiz biliyoruz... Çanakkale zaten geçildi. İstanbul'un kurtuluşunu, Dokuz Eylül'ü fener alaylarıyla falan kutluyoruz ama, telefonu İngiliz'e, bankaları Yunan'a satmaktan gocunmuyoruz.

*

Peki, bunca karalamaya rağmen...

Niye seviyoruz O'nu bu kadar?

Niye unutmuyoruz?

Niye özlüyoruz?

*

Benim cevabım şu...

Bu milleti soymadı!
*

Ülkesini işgalden kurtaran, rejimini değiştiren, devrimler yapan lider, dünyada çok... Ama bu işleri yaptıktan sonra, milletini soymayan dünyadaki tek lider o...

Rakıyı filan anlatırlar, bunu anlatmazlar.


yozdil@hurriyet.com.tr

3 yorum:

Buzcevheri dedi ki...

Çünkü o bir insandı. Tek Adamdı. Ondan sonra gelenlerin alayı teferruattı, hiçti, kimisi ise p.çti.

Adsız dedi ki...

ŞİİR GİBİ...
Rakı
Yılmaz ÖZDİL
Neymiş efendim...
Atatürk rakı içiyormuş.
Aslandı o, aslan...
Aslan sütü içecek tabii.
*
Hadi siz "dönülmez akşamın ufkundayız" diye ince ince başlayın, ben de size yıllar önce yazdığım yazıyı anlatayım...
*
İçki yasaklanabilir.
Bence mahzuru yok.
Ama rakı asla...
Çünkü takunyalılar öyle zanneder ama, aslında "içki" değildir rakı.
*
Yurt sevgisidir örneğin...
İki tek attın mı, "n’olacak bu memleketin hali?" diye endişelenmezsin aksi olsa!
Tıp bazen çaresizdir...
O ilaçtır.
Gurbete bile iyi gelir.
*
Kontörsüz muhabbettir.
Büst gibi oturan adamın bile çenesini açar, gülümsetir. Kahkahadır. Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden hard disk’tir.
*
Botoks’tur bir nevi.
En kaknemi bile bir başka görünür gözüne... Çirkin kadın yoktur, az rakı vardır. İçilir, güzelleşilir.
*
Herkesin gençlik hatası olabilir... Bira içersin.
Sonradan para kazanıp tenise başlayınca, şarap içmeyi matah zannedersin. Amerika’da TIR şoförlerinin içtiği viskinin dublesine Etiler’de TIR parası ödersin, ayrı...
Kürkçü dükkánıdır.
Döner dolaşır, gelirsin.
*
Orhan Gencebay’dır.
Entel barlarda, sosyete kulüplerinde dinlemeye utanırsın... Ama hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin... İstediğin kadar ağız burun kıvır, altın plağı hep o alır.
Tatlıses’tir.
Realite’dir.
*
Çocuktur, ağlarsın.
*
Hele beyaz "p"eynir ile "k"avun olursa sağında solunda... Örgüttür.
PRK...
Ama bölücü değil, birleştirici örgüt.
Türk’ü de içer, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de. Sor bak, Ermeni’si de, Rum’u da, Yahudi’si de.
*
AB’cidir...
Çünkü Rum öyle bir meze yapar ki, helali hoş olsun, Kıbrıs’ı veresin gelir!
*
Madem gıcıksın rakıya...
Neden balık avlıyorsun o zaman kardeşim?
Şerbetle mi yiyeceksin lüferi?
Ne anlamı var deniz börülcesinin, rokanın, radikanın, cibezin...
İnek miyiz biz?
*
Yanlış şiir okuyorsun...
Hapse giriyorsun.
(Üstüne, yanlış şair okuyorsun... )
*
Oku bak...
Ne diyor dünya güzeli Orhan Veli:
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip musikiler alıyorum
Bir de rakı şişesinde balık olsam...

BİR NOT DA BENDEN:
ABDÜLHAMİT HARİÇ ŞARAP İÇMEYEN
PADİŞAHIMIZ YOKTUR,BUNA FATİH'DE
DAHİL !
Mehmet

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

Yılmaz özdül gene dökdürmüş gerçekleri bu adamın kalemini çok seviyorum...