Uysal ama çılgın yılların BiyonikKedi'siyim.Her an yırtıcı bir pantere dönüşebilirim.Kafamın tasını attırmasınlar yeter.Karışan,bulaşan,sataşanlara uyuz olur ben de sataşırım..Herkes kendi bildiği doğrularıyla kendi hayatını yaşasın gitsin.Daha ne!!Yaşayacaksan adam gibi yaşa!Zaten hayat çok kısa!

26 Kasım 2008 Çarşamba

BUGÜNLERDE VAR YA

Nasıl yazmayasım var,nasıl yazmayasım var.
İnanamazsınız yani.

Yazarın Notu:Bak,buraya bile yazmak içimden gelmiyor.Az daa beklen gari ,napiim zorlan olmuyo.Yokluğumda anonimler cozutmasın diye gelene kadar kapatıyorum.

Eyvallah......

22 Kasım 2008 Cumartesi

PRENSİP MESELESİ

Odanın birine 1 kadın, 1 ütü ve 1 gömlek koymuşlar.
5 dakika içinde gömleği ütüleyip, kadınla beraber olan kişi kazanacakmış.

*Japon, almış ütüyü eline gömleği bir güzel ütülemiş.
Kadına sıra gelince süre bitmiş.
Çıkışta :Bizde prensip budur demiş: Önce iş gelir.

*Fransız girmiş ve hemen kadına saldırmış. Ütüye sıra gelince süre bitmiş.
Çıkışta: Bizde prensip budur demiş: Önce aşk gelir.

*Türk girmiş.Girer girmez vermiş kadın gömleği" ütüle şunu" demiş,o ütülerken kadının işini bitirmiş ve kazanmış.
Çıkışta: Bizde prensip budur demiş: Çalışanı becerirler..

Teşekkürler Aslı :)

20 Kasım 2008 Perşembe

MASKELİ BALO

Bir bacağı tahta olan ve kafası kel olan bir adam maskeli bir baloya gitmek ister ve bir organizasyon şirketine telefon eder.


- "Bana özürlerimi kapatacak bir kostüm yollayın" der..


Ertesi gün gelen kutunun icinde bir adet korsan elbisesi şapkası ve göz kapatma bandı
vardır. İlişikte bir de not vardır.

*"Bu elbise ile korsan olursunuz, şapka ile keliniz gözükmez, zaten korsanlarda tahta bacak olur,böylece kimse özürlü olduğunuzu anlamaz` yazmaktadır.
Adam telefon açar şirkete...
-"Benle dalga mı geçiyorsunuz!Derhal başka bir elbise gönderin!!...

Gelen ikinci kutuda bir adet rahip elbisesi ve sşapkası vardır.İlişikteki notta;
*`Bu uzun rahip elbisesi tahta bacağınızı kapatır, şapkası da kelinizi.Böylece kimse özürlü olduğunuzu anlamaz" yazmaktadır.
Adam yine telefona sarlır..
-"Siz benimle taşak mı geçiyorsunuz lan!Manyak mısınız! Çabuk bana başka bir şey gönderin!!!"der.
Ve bir kutu daha gelir ertesi gün...
Adam kutuyu açar ve sadece bir kavanoz elma şekeri görür. İlişikteki notu okur...
`Bu elma reçelini kel kafanıza sürün, Tahta bacağınızı da götünüze sokun!Böylece maskeli baloya Elma Şekeri olarak gidersiniz...`

Teşekkürler Meltem.

Teee elin yamyamlarının arasından beni gülümsettiğin için.Seni çok seviyorum kadınnn!

16 Kasım 2008 Pazar

ATATÜRK'Ü NİYE SEVİYORUZ

70 yıl geçmiş...

Anıtkabir full.

Dede-bebe.

Kadın-erkek.

Türbanlı-türbansız.

Zengin-fakir.

Türk, Kürt, Laz, Çerkez.

Niye?

*

9'u 5 geçe...

Türkiye esas duruşta.

Kasketli.

Piercingli.

Nasıl olabilir?

*

Ya Dolmabahçe?

Gidersin de...

Küllenmiş olması lazım.

Ağlamazsın.

Ağlıyor herkes.

*

10 Kasım'ı anlarım, 29 Ekim'i anlarım, tatildir, cumartesi pazarı da anlarım...

Mesela, perşembe günü insan niye Anıtkabir'e gider arkadaş? Salı?

Ankara'nın nüfusu 4 milyon...

Geçen sene 13 milyon kişi gelmiş!

*

Bağımsız ruh desen... Bağımsızlık sevdalısı olduğumuz söylenemez pek... Öyle olsa, Amerika'nın Avrupa'nın kucağına oturmaktan, IMF'den emir almaktan rahatsız olurduk, mandacıları baş tacı yapmazdık...

Sorsan, Cumhuriyet'in anlamını bilenlerin oranı, üzücü çıkabilir. Say desen, çoğumuz devrimleri bile sayamaz. Egemenliğe baksan, kayıtsız şartsız milletin olmadığını hepimiz biliyoruz... Çanakkale zaten geçildi. İstanbul'un kurtuluşunu, Dokuz Eylül'ü fener alaylarıyla falan kutluyoruz ama, telefonu İngiliz'e, bankaları Yunan'a satmaktan gocunmuyoruz.

*

Peki, bunca karalamaya rağmen...

Niye seviyoruz O'nu bu kadar?

Niye unutmuyoruz?

Niye özlüyoruz?

*

Benim cevabım şu...

Bu milleti soymadı!
*

Ülkesini işgalden kurtaran, rejimini değiştiren, devrimler yapan lider, dünyada çok... Ama bu işleri yaptıktan sonra, milletini soymayan dünyadaki tek lider o...

Rakıyı filan anlatırlar, bunu anlatmazlar.


yozdil@hurriyet.com.tr

10 Kasım 2008 Pazartesi

SEVGİLİ ATAM


Sana daha ne yazsam diye düşündüm ve şuradaki güzel yazının üzerine yazı yazmanın saçma olacağına karar verdim*

*Biyo,yalan söylemektedir.Kendisi Atv'deki Ali Kırca'nın Savonora gemisinden yapılan siyaset meydanı proğramını izlediği için bugüne ait yazı girmemiş olup işin kolayına kaçmış ve Asortikten bu yazıyı linkle de olsa çalmıştır.Kınanabilir:)

******************************************
Yıl 1938, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi.
Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen
şöyle der: "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek
için neler vermezdim"


Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği
metni bırakmıştır. Diyor ki: "Bütün ömrüm boyunca Türkiye'nin lideri Mustafa
Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm"

Yıl 2000, ABD Başkanı`nın milenyum mesajından bir alıntı : "Bugün milenyumun
hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk' tür. Çünkü o yılın
değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir"

Yıl 2005, Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un
önerisi "Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk'ü örnek alsın yeter"

Ve yıl 2008 , Ünlü Türk blogerı dallama ve ağzı bozuk Biyo'dan:"O aslında 70 yıldır aramızda yaşıyor .Silemediler.Bir 70 yıl daha,bir 70 yıl daha,bir 70 yıl daha geçse kaç yazar?Silemeyeceklerini bilemediler"

8 Kasım 2008 Cumartesi

YEMEKTEYİZ


Show tv de yayınlanan proğram.Her hafta 5 yarışmacı her gün sırayla birbirinin evine konuk oluyor.Ev sahibi yarışmacı o gün alışveriş yapıyor ve önceden belirlediği menüyü akşam diğer 4 yarışmacıya evinde sunuyor.Gelen konuklarda tabii hiç bi haltı beğenmiyorlar:
-Yani damak tadıma hiç uygun değil-Ben daha başka birşey beklemiştim-Tuzu yok-Çok tuzlu-Kusmuk gibi-Bu ne yaaa!gibi bir dolu kötü yorum,haksız eleştiri.
Kuş sütü eksik olmayan şahane sofralarda komplekslerinden geberip"ne yani bizde yok mu,siz görmemişsiniz der gibi baharatçı dükkanı mı burası"diye evsahibini şov yapmakla suçluyorlar.Masada eksik bişey olduğunda da evsahibi onu saniyede mutfaktan getirene kadar yıllardır beklemiş gibi suratlarından geçilmiyor.

Ulan bişeyi de beğenin lan.Üçüncü sınıf lokantalarda dötünü başını kaşıyan,burnunu kurcalayan kıllı kıpırlı abilerin yaptığı yemekleri ayıla bayıla yiyen bazı tipler
sofrada öyle oynuyorlar ki sanrsın sanki ingiliz kraliyet ailesi mensubu hasbalarım .

Ama bu proğramı zevkle izliyorum.Değişik kültürden insanların evlerini,sofralarını,yemek alışkanlıklarını ve nasıl hazırlandıklarını görmek hoşuma gidiyor.Öğleden sonraki tekrar yayını tam benim yemek ve masayı hazırlama saatime denk geliyor.Mutfakta aynı anda koşturuyorum yarışmacılarla.Sanki yarışmadayım:)Kamera varmış gibi konuşuyorum.Zaman daraldıkça dötüm sıkışıyor tabii ve kameramana çatıyorum:"Girme ulan burnumun dibine kadar""Git biraz uzağa,açıl bi abicim yaa","Yuh düşcen tencerenin içine olm lan"falan.
Düşünüyorum ben kendime çok güvenirdim.Hem zamanı iyi kullanıp hemde lezzetli yemeklerle keyifli bir akşam geçirtir diplerini düşürürdüm.Ama ben arkadaşlarım dışında hiç kimseyi alıp evime ağırlamam.Ben o kadar uğraşacam,evimi,soframı onlara açacam,o tanımadığım ne idüğü belirsiz abidik gubidik tipler çatalla mıçmıçmıç yemeklerle oynayacak,ağızlarını burunlarını buruşturup mis gibi yemeklerime bok atacak,gözlerini döndüre döndüre"rezalet,iğrenç"diyecekler,ben mutfaktayken arkamdan iş çevirecekler anam anam anam!"Damak tadınıza zıçtırmayın huleynn" diye dalar, evimde ney demeden kabak gibi oyardım valla onları :p

Yazarın Notu:Şimdi benimkiler her akşam "yemekteyiz"cilik oynuyorlar.Üçü birden kasıla kasıla:Biyo'nun salatası fena değildi ama daha iyi bir menü seçimiyle zevkli bir sunuş beklerdim-Bu gece tek kelimeyle fiyaskoydu-Çorba inanılmaz tuzluydu-Biyo sofrada içecek çok sınırlı tutulmuştu-Et daha iyi pişmeliydi-Bu gece resmen aç kaldım-Ben Biyo'ya 3 puan veriyorum bla bla bla diyorlar:)Hööyttt yemek yapmayacam bidaa ,göreceksiniz ebenizin menüsünü:)
Görsel buradan arak.

2 Kasım 2008 Pazar

TRAJİK TRAFİK

Açalya bana bir video göndermiş.Klasik trafik kazaları videosu heralde diye açtımve dehşete kapılarak birkaç kısa filmden oluşan videoları korkarak sonuncusunu da gözlerim dolarak izledim.
Hiç şakaya gelecek şey değil bu trafik.
Bir anlık gaflet,bir anlık dalgınlık,bir anlık aptallık nelere nelere mâl oluyor sizde izleyin.
Ama çocuklarınıza izlettirmeyin .